Yediğim yemekten biraz büyüyorum
Speaker:I grow little of the food I eat
Speaker:ve yetiştirdiğim çok az şeyden, tohumları çoğaltmadım veya mükemmelleştirmedim.
Speaker:and of the little I do grow, I did not breed or perfect the seeds.
Speaker:Hiçbir kıyafetimi kendim dikmiyorum.
Speaker:I do not make any of my own clothing.
Speaker:İcat etmediğim veya geliştirmediğim bir dil konuşuyorum
Speaker:I speak a language I did not invent or refine
Speaker:Kullandığım matematiği keşfetmedim.
Speaker:I did not discover the mathematics I use.
Speaker:Hayal bile edemediğim özgürlükler ve yasalar tarafından korunuyorum.
Speaker:I am protected by freedoms and laws I did not conceive of
Speaker:ve kanun çıkarmadı
Speaker:and did not legislate
Speaker:ve zorlamayın veya yargılamayın
Speaker:and do not enforce or adjudicate
Speaker:Kendim yaratmadığım müzikten etkileniyorum.
Speaker:I am moved by music I did not create myself.
Speaker:Tıbbi yardıma ihtiyacım olduğunda, hayatta kalmama yardım etmek için çaresizdim.
Speaker:When I needed medical attention, I was helpless to help myself survive.
Speaker:transistörü ben icat etmedim
Speaker:I did not invent the transistor
Speaker:mikroişlemci
Speaker:the microprocessor
Speaker:nesne yönelimli programlama
Speaker:object oriented programming
Speaker:veya birlikte çalıştığım teknolojinin çoğu
Speaker:or most of the technology I work with
Speaker:Canlı ve ölü türümü seviyorum ve hayranım
Speaker:I love and admire my species, living and dead
Speaker:Hayatım ve iyiliğim için tamamen onlara bağımlıyım.
Speaker:I am totally dependent on them for my life and well being.
Speaker:Steve Jobs, 2 Eylül 2010