Speaker:

Hadi gidelim!

Speaker:

Ne güzel bir araba!

Speaker:

Co za piękny samochód!

Speaker:

Bu vücut stili çok benzersiz.

Speaker:

Ten styl ciała jest wyjątkowy.

Speaker:

Orjinal boya mı bu?

Speaker:

Czy to oryginalny lakier?

Speaker:

Bu sizin restorasyon projeniz mi?

Speaker:

Czy to twój projekt renowacji?

Speaker:

Bu kadar iyi durumda olan birini nasıl buldun?

Speaker:

Jak znalazłeś egzemplarz w tak dobrym stanie?

Speaker:

Bunun üzerindeki krom kusursuz.

Speaker:

Chrom w tym przypadku jest nienaganny.

Speaker:

Deri iç mekanı seviyorum.

Speaker:

Podoba mi się skórzane wnętrze.

Speaker:

Şu motorun mırıltısını dinle.

Speaker:

Posłuchaj mruczenia silnika.

Speaker:

Bu motor kulaklarıma müzik gibi geliyor.

Speaker:

Ten silnik to muzyka dla moich uszu.

Speaker:

Orijinal direksiyonu sakladınız mı?

Speaker:

Zachowałeś oryginalną kierownicę?

Speaker:

Bu ızgara bir sanat eseridir.

Speaker:

Ta kratka to dzieło sztuki.

Speaker:

Bu, çağına gerçek bir övgüdür.

Speaker:

To prawdziwy hołd dla swojej epoki.

Speaker:

Şu kova koltukları çok tatlı.

Speaker:

Te kubełkowe fotele są urocze.

Speaker:

Şu çamurluğun kıvrımına bakın!

Speaker:

Spójrz na krzywiznę tego błotnika!

Speaker:

Onu çok iyi durumda tutmuşsun.

Speaker:

Utrzymałeś go w idealnym stanie.

Speaker:

Bunun üzerindeki kıvrımlar muhteşem.

Speaker:

Krzywe na tym są wysublimowane.

Speaker:

Bunlar benzersiz yan aynalardır.

Speaker:

To wyjątkowe lusterka boczne.

Speaker:

Park halindeyken bile hızlı görünüyor.

Speaker:

Wygląda szybko, nawet gdy jest zaparkowany.