Speaker:

Allons-y!

Speaker:

Avez vous des passions?

Speaker:

Hiç hobin var mı?

Speaker:

J'aime le jardinage.

Speaker:

Bahçecilikten hoşlanırım.

Speaker:

Que fais-tu quand tu ne travailles pas ?

Speaker:

Çalışmadığınız zamanlarda ne yaparsınız?

Speaker:

J'aime être dans la nature.

Speaker:

Doğada olmayı seviyorum.

Speaker:

Vous aimez faire des randonnées ou de longues promenades ?

Speaker:

Yürüyüşlere veya uzun yürüyüşlere çıkmayı sever misiniz?

Speaker:

Qu'aimez-vous faire pendant votre temps libre?

Speaker:

Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Speaker:

Aimez-vous les énigmes?

Speaker:

Bulmacalardan hoşlanıyor musunuz?

Speaker:

Quelles sont vos activités de plein air préférées ?

Speaker:

En sevdiğiniz açık hava etkinlikleri nelerdir?

Speaker:

J'aimerais m'impliquer dans un sport, comme le football.

Speaker:

Futbol gibi bir sporla ilgilenmek isterim.

Speaker:

Certaines personnes aiment faire partie d’un club de lecture.

Speaker:

Bazı insanlar bir kitap kulübünün parçası olmaktan hoşlanırlar.

Speaker:

Aimez-vous lire de la fiction?

Speaker:

Kurgu okumayı sever misiniz?

Speaker:

Rien ne m'aide à me détendre comme une soirée tranquille avec un bon livre.

Speaker:

Hiçbir şey beni güzel bir kitap okuyarak sakin bir akşam geçirmek kadar rahatlatamaz.

Speaker:

De nombreux créatifs passent leur temps libre à créer des choses.

Speaker:

Birçok yaratıcı insan boş zamanlarını bir şeyler yaparak geçirir.

Speaker:

J'ai un ami qui fabrique des bijoux et un autre qui brasse de la bière.

Speaker:

Takı yapan bir arkadaşım ve bira yapan bir arkadaşım var.

Speaker:

Il faut beaucoup de temps pour maîtriser ces compétences !

Speaker:

Bu becerilerde ustalaşmak uzun zaman alır!

Speaker:

Si vous aviez le temps et l’argent, que choisiriez-vous de faire ?

Speaker:

Zamanınız ve paranız olsaydı ne yapmayı seçerdiniz?

Speaker:

Si j’avais beaucoup de temps et d’argent, je préparerais du pain et des friandises pour mes amis.

Speaker:

Çok zamanım ve param olsaydı arkadaşlarıma ekmek ve tatlı yapardım.

Speaker:

Un jour peut-être que la technologie sera si avancée que nous pourrons pratiquer nos passe-temps à tout moment !

Speaker:

Belki bir gün teknoloji o kadar ilerleyecek ki, hobilerimizi her zaman yapabileceğiz!