Speaker:

Hadi gidelim!

Speaker:

Bu akşam burada canlı müzik olduğunu duyduk.

Speaker:

오늘 밤 이곳에서 라이브 음악이 연주된다고 들었습니다.

Speaker:

Mükemmel, biraz caz havasındayız!

Speaker:

좋아요, 재즈를 좀 마시고 싶은 기분이에요!

Speaker:

Salon alanında oturmak istiyoruz.

Speaker:

우리는 라운지에 앉고 싶습니다.

Speaker:

Burada sigara içilmesine izin veriliyor mu?

Speaker:

여기서 흡연이 허용됩니까?

Speaker:

Masada mı yoksa barda mı sipariş vereceğiz?

Speaker:

테이블에서 주문하나요, 아니면 바에서 주문하나요?

Speaker:

Happy hour spesiyalleriniz var mı?

Speaker:

해피 아워 스페셜이 있나요?

Speaker:

Yarım pint sipariş edebilir miyim?

Speaker:

반 파인트를 주문할 수 있나요?

Speaker:

Kokteyl menünüz var mı?

Speaker:

칵테일 메뉴가 있나요?

Speaker:

Elma şarabı tatlı mı yoksa kuru mu?

Speaker:

사이다는 달콤한가요, 아니면 드라이한가요?

Speaker:

Biraz tadına bakabilir miyim?

Speaker:

조금 맛을 볼까요?

Speaker:

Limonlu cin tonik alacağım.

Speaker:

라임과 함께 진토닉을 마실게요.

Speaker:

Sekmemizi açık tutabilir misiniz?

Speaker:

우리 탭을 열어둘 수 있나요?

Speaker:

Burada yemek servisi mi yapıyorsunuz? Paylaşmak için hafif atıştırmalıklar isteriz.

Speaker:

여기서 음식을 제공하나요? 우리는 함께 나누는 가벼운 간식을 좋아합니다.

Speaker:

Et, peynir ve turşu tabağı kulağa mükemmel geliyor.

Speaker:

고기, 치즈, 피클 플레이트가 완벽하게 들립니다.

Speaker:

Bir tur daha içki içeceğiz.

Speaker:

우리는 한 잔 더 마시겠습니다.

Speaker:

Çikolatalı kekin bir dilimini bölmek istiyoruz.

Speaker:

우리는 초콜릿 케이크 한 조각을 나누고 싶습니다.

Speaker:

Müziğin sesi biraz yüksek, verandaya geçebilir miyiz?

Speaker:

음악이 좀 큰데 테라스로 옮겨도 될까요?

Speaker:

Hesabı şimdi ödemek istiyorum.

Speaker:

지금 요금을 지불하고 싶습니다.

Speaker:

O kadar toktuk ki tatlıyı atlamalıydık!

Speaker:

우리는 너무 배불러서 디저트를 건너뛰어야 했어요!