Speaker:

さあ行こう!

Speaker:

あなたはトルコ語をとても上手に話します。

Speaker:

Çok güzel Türkçe konuşuyorsun.

Speaker:

ようやくトルコ語を話せるようになりました。

Speaker:

Sonunda Türkçe konuşma konusunda kendimi rahat hissediyorum.

Speaker:

トルコ語が流暢であることが何を意味するのかさえ分かりません。

Speaker:

Türkçeyi akıcı konuşmanın ne anlama geldiğinden bile emin değilim.

Speaker:

私はトルコ語で話したり、自分の考えを表現したりすることに抵抗を感じません。

Speaker:

Türkçe konuşma ve kendimi ifade etme konusunda kendimi rahat hissediyorum.

Speaker:

しかし、わからないことはいつもあります。

Speaker:

Ama her zaman anlamadığım şeyler oluyor.

Speaker:

学ぶべきことは常にあると思います。

Speaker:

Her zaman öğrenecek daha çok şeyin olduğunu düşünüyorum.

Speaker:

私が完全に理解できないトルコ語を話す人は常にいると思います。

Speaker:

Sanırım her zaman tam olarak anlamadığım bazı Türkçe konuşanlar olacak.

Speaker:

それは日本語にも言えるかもしれませんね!

Speaker:

Bu Japonca için de geçerli olabilir!

Speaker:

時々、トルコ語での自分と日本語での自分が別人になったように感じることがあります。

Speaker:

Bazen Türkçe'de Japonca'dan farklı biri olduğumu hissediyorum.

Speaker:

私はどちらの言語でも自分が大好きです!

Speaker:

Her iki dilde de kim olduğumu seviyorum!