Speaker:

Dünya harika bir gezegendir.

Speaker:

La Tierra es un planeta maravilloso.

Speaker:

Bu gezegende bir insan hayatına sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Speaker:

Me siento muy afortunada de tener una vida humana en este planeta.

Speaker:

Burada, Dünya'da doğmanız için milyonda bir şansa sahip olmanız gerekiyordu.

Speaker:

Para que nacieras aquí en la Tierra se requería una serie de posibilidades de una entre un millón.

Speaker:

Dünya üzerinde sizin DNA'nıza sahip başka bir insan asla olmadı ve olmayacak.

Speaker:

Nunca ha habido ni habrá otro ser humano con su ADN en la Tierra.

Speaker:

Siz ve Dünya'nın eşsiz bir ilişkisi var.

Speaker:

Tú y la Tierra tenéis una relación única.

Speaker:

Güzelliğinin yanı sıra, Dünya son derece dayanıklı, karmaşık bir sistemdir.

Speaker:

Además de belleza, la Tierra es un sistema complejo tremendamente resistente.

Speaker:

Dünya dengeyi bulur.

Speaker:

La Tierra encuentra el equilibrio.

Speaker:

Buradaki her yaşam formu çalışan, yaşayan bir niş buldu.

Speaker:

Cada forma de vida aquí ha encontrado un nicho que funciona, que vive.

Speaker:

İnsanlar ne yaparsa yapsın Dünya'yı yok edemeyeceğimizi düşünmek güzel.

Speaker:

Es bonito pensar que, no importa lo que hagan los humanos, no podemos destruir la Tierra.

Speaker:

Kesinlikle Dünya'yı insanlar için mahvedebiliriz. Ama burada hayat devam edecek.

Speaker:

Ciertamente podríamos arruinar la Tierra para los humanos. Pero la vida seguirá aquí.

Speaker:

Tüm evrende yaşamın olduğu tek gezegen Dünya olsaydı ne kadar şaşırtıcı olurdu.

Speaker:

Qué asombroso sería si la Tierra fuera el único planeta con vida en todo el universo.

Speaker:

Ayrıca eğer orada yaşamı destekleyen başka gezegenler olsaydı ne kadar şaşırtıcı olurdu.

Speaker:

Y también qué sorprendente sería si hubiera otros planetas ahí fuera que albergaran vida.

Speaker:

Yıldızların arasında farklı biyomlardan, farklı türlerden oluşan ve yine dengede olan bir gezegen.

Speaker:

Un planeta de diferentes biomas, diferentes especies, también en equilibrio, ahí fuera entre las estrellas.

Speaker:

O gezegen bizim için ne kadar ilginç olursa olsun, Dünya da öyle.

Speaker:

Por más interesante que sea ese planeta para nosotros, la Tierra también lo es.

Speaker:

Dünya ziyaret edilecek kadar ilginç bir yer!

Speaker:

¡La Tierra es un lugar tan interesante para visitar!

Speaker:

Gezegenimizi seviyorum!

Speaker:

¡Amo nuestro planeta!